Türkiye’de İşlenmiş Organik Tarım Ürünleri Üretimi ve Ticaretindeki Gelişmeler
16.04.2012 13:15U. Ü. ZİRAAT FAKÜLTESİ DERGİSİ, 2008, Cilt 22, Sayı 2, 25-33
(Journal of Agricultural Faculty of Uludag University)
Türkiye’de İşlenmiş Organik Tarım Ürünleri Üretimi ve
Ticaretindeki Gelişmeler
*
Yener Ataseven
1*
, Erdoğan Güneş
1
1
Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü, Ankara
*e-posta: yener.ataseven@agri.ankara.edu.t
Özet: Türkiye’de 1980’li yıllarla beraber Avrupalı firmaların geleneksel ihraç ürünlerini organik
olarak talep etmeleri, bu alandaki işlenmiş tarım ürünleri üretimini de hızlandırmıştır. 2006 yılında
işlenmiş organik tarımsal ürün üretimi 106.4 bin ton, iç pazar tüketimi 66.3 bin ton ve ihracatı 38.3
bin ton düzeyinde gerçekleşmiştir. Üretimin önemli bir bölümü önceleri yurtdışına ihraç edilirken,
günümüzde ürün işleme teknolojisindeki gelişim, artan iç talep ve tüketici duyarlılığı, organik
tarımsal üretimde gıda işletmelerini iç piyasaya yönlendirmiştir. Bu süreçte işletmeler özellikle üzüm,
incir ve kayısı gibi kurutulmuş ürünlerde; organik elma, armut, nar ve üzüm suyu gibi konsantre
ürünlerde; vişne, biber, domates ve kayısı gibi konserve ürünlerde, çilek, vişne, kayısı, biber ve kiraz
gibi dondurulmuş ürünlerde piyasa taleplerine yönelik üretimde bulunmuşlardır. 2006 yılında
işlenmiş organik tarımsal ürünlerin % 62’si iç piyasada tüketilmiştir.
Anahtar Kelimeler: İşlenmiş Organik Gıda, Türkiye, Üretim, Ticaret
The Production of Processed Organic Agricultural Products and
Development in its Trade in Turkey
Abstract: The demands of traditional export products from European firms in Turkey in 1980s have
quickened the production of processed agricultural products in this area. Processed organic
agricultural production was 106.400 tons, consumption in domestic market was 66.300 tons and
export was 38.300 tons in 2006. Previously, while the important part of production has been exported,
development of consumer’s consciousness and increased domestic demand in product processing
technology canalizes to food firms domestic market in organic agricultural production at the present
time. At this process, firms especially have produced market oriented dried foods as grape, fig and
apricot; concentrated products as organic apple, pear, pomegranate and grape juice; canned products
as sour cherry, pepper, tomatoes and apricot; frozen products as strawberry, sour cherry, apricot,
pepper and cherry. Processed organic agricultural products of 62 % were consumed in domestic
market in 2006.
Key Words: Processed Organic Food, Turkey, Production, Trade
*
VIII. Ulusal Tarım Ekonomisi Kongresinde bildiri olarak sunulmuştur.26
Giriş
II. Dünya Savaşı sonrasında ve 1950’li yılların başından itibaren tarımsal faaliyetlerde
yoğun bir şekilde kullanılan girdiler, bir yandan yüksek verim getirmişken diğer yandan da
çevre sorunlarını artırmıştır. Çevre sorunlarının önemli boyutlara ulaşması sonucunda
yoğun girdi kullanımının olumsuz etkileri tartışılmaya başlanmıştır. Bu tartışmalar özellikle
gelişmiş ülkelerde daha fazla olmuş; bu ülkelerdeki üreticiler ve tüketiciler sağlıklı, temiz,
kimyasal girdiler kullanılmadan üretilmiş, çevreye ve insana zarar vermeyen tarım
ürünlerinin üretimini ve tüketimini talep etmeye başlamışlardır.
Türkiye’de organik tarım faaliyetleri 1980’li yılların ortalarında Avrupa’da faaliyet
gösteren firmaların Türkiye’den organik tarım ürünlerini (kuru üzüm, kuru incir, kuru
kayısı, fındık, baklagil ve pamuk) talep etmeleri ve bu üretim tekniğini tanıtmaya yönelik
çalışmaları ile başlamıştır. Türkiye’de organik tarımda faaliyetlerin başlaması, gelişmiş
ülkelerdeki gibi tüketicilerin bu ürünlere olan talepleri neticesinde değil, gelişmiş
ülkelerdeki tüketicilerin taleplerine bağlı olarak başlamış ve ana amaç Türkiye’nin temel
tarım ürünlerinde ihracatı artırmak ve yeni pazarlara girmek olmuştur.
Türkiye’nin organik ürün yelpazesi yıllar içinde hem üretimde hem de ihracatta artışlar
göstermiştir. 1980’li yılların ortasında 8 ürün ile başlayan organik üretim 2006 yılı itibari
ile 206 ürüne yükselerek ticari öneme sahip bir konuma gelmiştir.
Türkiye özellikle kuru ve kurutulmuş meyvelerde, işlenmeye uygun meyve ve sebze
ticaretinde önemli bir konumdadır. Ancak, işlenmiş organik gıdalar için mevcut pazarların
korunması, yeni olanakların bulunması ve pazarlama olanaklarının artırılması organik
tarımsal ürün ticaretinin sürdürülebilmesi açısından önemlidir.
Dünya tarım ürünleri ticaretinde liberalleşmenin giderek artması, ülkelerin farklı
talepleri nedenleri ile tarım ürünleri dış ticaretinin sürekli takip edilmesi gerekliliği ortaya
çıkmaktadır. Bu bağlamda Türkiye’nin dünya piyasalarındaki eğilimleri takip ederek
organik tarımsal üretimini şekillendirmesi gerekmektedir.
Bu çalışmada, Türkiye’de işlenmiş organik tarımsal ürün üretim ve tüketim yapısı
ortaya konularak, iç ve dış talepteki olası değişmeler, bu alanda Türkiye’nin izlediği
politika uygulamaları güncel gelişmelere bağlı olarak değerlendirilecektir.
Materyal ve Yöntem
Yapılan bu çalışma literatüre dayalı olup, konu ile ilgili olarak Tarım ve Köyişleri
Bakanlığı verilerinden, çeşitli yabancı ve yerli kitap ve makalelerden, organik tarımla ilgili
olarak çıkarılan yönetmelik ve tebliğlerden, internet yayınlarından yararlanılmıştır. Yöntem
olarak incelenen yönetmeliklerin yorumlanması, kaynakların çeşitli açılardan
değerlendirilmesi ve sentezlenmesi, oransal dağılım ve yüzde değişimlerle üretim ve dış
ticaretin gelişiminin ortaya konulması amaçlanmıştır.
Araştırma Sonuçları
Organik Tarım ve Organik Tarım Ürünü Tanımı ve Kapsamı
Organik tarım dil farklılıkları nedeniyle farklı ülkelerde farklı isimlerle anılmaktadır.
Örneğin, İngiltere’de organik (organic), Almanya’da ekolojik (ökologish) ve Fransa’da
biyolojik (bioloque) kelimeleri kullanılmaktadır. Ancak bunlar genel olarak birbirleriyle
eşanlamlı olarak kullanılmaktadır (Demiryürek, 2004). “Ekolojik tarım”; ekolojik sistemde 27
hatalı uygulamalar sonucu kaybolan doğal dengeyi yeniden kurmaya yönelik, insana ve
çevreye dost üretim sistemlerini içermekte olup, esas olarak sentetik kimyasal tarım ilaçları,
hormonlar ve mineral gübrelerin kullanımının yasaklanmasının yanında, organik ve yeşil
gübreleme, münavebe, toprağın muhafazası, bitkinin direncini artırma, doğal düşmanlardan
yararlanmayı tavsiye eden, bütün bu olanakların kapalı bir sistemde oluşturulmasını öneren,
üretimde sadece miktar artışının değil aynı zamanda ürün kalitesinin de yükselmesini
amaçlayan bir üretim şeklidir (İlter ve Altındişli, 1996).
Organik tarımda esas amaç, insanın kullandığı her türlü gıda ve besin maddeleriyle
barınma ve giyinme maddelerinin insan sağlığına zarar vermeyecek ya da en az zarar
verecek şekilde ve devamlı olarak üretilmesidir (Gündüz ve Kaya, 2007).
Organik ürün tanımı ve kapsamı oldukça geniştir. Bu alanda öncelikle et ve süt
ürünleri, ekmek, taze ve kurutulmuş sebze ve meyveler, dondurulmuş gıdalar, fırınlanmış
gıdalar gibi doğal ürünler; kozmetik yağlar, vücut bakım ürünleri gibi doğal kozmetik
ürünler; sabun, deterjan gibi temizlik malzemeleri; çocuk bezleri, medikal bitkiler gibi
sağlık gereçleri; kitap, mobilya gibi kağıt ve orman ürünleri; kırtasiye, bilgisayarlar gibi
ofis gereçleri ve tekstil ürünleri ve doğal iplik gibi ürünler akla gelmektedir.
Organik gıdalar denildiğinde ise basit olarak yetiştirilmesinde ve işlenmesinde genetik
mühendisliğin, yapay ve benzeri gübrelerin, böcek ilaçlarının, yabani ot ve mantar öldürücü
ilaçlarının, büyütme düzenleyicilerinin, hormonların, antibiyotiklerin, koruyucuların,
renklendiricilerin, katkı maddelerinin, kimyasal kaplama ve parlatıcı maddelerinin ve
kimyasal ambalaj malzemelerinin kullanılmadığı gıda maddeleri anlaşılmalıdır. Organik
gıdalar bitkisel ve hayvansal gıdaları içerir. Ayrıca, bir ürünün organik olabilmesi için
Tarım ve Köyişleri Bakanlığı (TKB) tarafından yetkilendirilmiş kontrol ve/veya sertifika
kuruluşu tarafından gerekli kontrollerinin ve sertifikalandırılmasının yapılması
gerekmektedir. Son yıllarda iç piyasada sıkça kullanılan “doğal ürün, klasik ürün, köy
ürünü, naturel ürün” gibi terimlerle adlandırılan ürünler organik ürün değildir. Bu
çalışmanın kapsamına ise yukarıda belirtilen organik ürün tanımı ve kapsamındaki doğal
ürünler girmektedir.
Türkiye’de Organik Tarımdaki Gelişmeler
Türkiye’de organik tarımsal üretime 1984-1985 yıllarında Avrupa’da faaliyet gösteren
yabancı firmalardan gelen talep doğrultusunda başlanmıştır. 1994 yılındaki yasal
düzenlemeden sonra bu alanda hızlı bir gelişme kaydedilmiştir (Özbilge, 2007). 1985
yılında Ege Bölgesi’nde 8 çeşitte ve Türkiye’nin önemli geleneksel ihraç ürünlerinden olan
kuru üzüm, kuru incir ve kuru kayısı ile başlayan organik tarımsal üretim, daha sonraki
yıllarda fındık, pamuk gibi ürünlerle diğer bölgelere de yayılmış (Ataseven ve Aksoy,
2000) ve 2006 yılında 203 çeşit üründe organik üretim yapılmıştır.
Türkiye’deki organik tarım hareketini daha sağlıklı bir şekilde gerçekleştirmek
amacıyla 1992 yılında İzmir’de Ekolojik Tarım Organizasyonu Derneği (ETO)
kurulmuştur. Derneğin üyeleri arasında üretici, ihracatçı, tüketici, araştırıcı gibi bu alanında
yakından ilgilenenler yer almaktadır. Dernek, 1992’den organik tarım alanında birçok
toplantı, eğitim ve yayım faaliyetleri yapmaktadır (Aksoy ve Altındişli, 1999).
Türkiye’de organik tarım konusundaki ilk yasal düzenleme, 24 Haziran 1991 yılında
AB’de çıkarılan EEC 2092/91 sayılı Yönetmeliğin Türkiye’deki uyarlaması olan 24 Aralık
1994 tarih ve 22145 sayılı “Bitkisel ve Hayvansal Ürünlerin Ekolojik Metotlarla
Üretilmesine İlişkin Yönetmelik” ile olmuş ve yetkiler Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’na 28
verilmiştir. Daha sonra bu Yönetmeliğin bazı maddelerinde değişiklik yapan ek yönetmelik
29 Haziran 1995 tarih ve 22328 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir
(Baydır, 2004). Eski yönetmelik, 11.07.2002 tarih ve 24812 sayılı Resmi Gazete’de
yayımlanarak yürürlüğe giren “Organik Tarımın Esasları ve Uygulanmasına İlişkin
Yönetmelik” adı altında revize edilmiştir. Yeni Yönetmelik ile organik ürünlerin üretilmesi,
işlenmesi, ambalajlanması, etiketlenmesi, depolanması, pazarlanması kontrol ve
sertifikasyonu, çalışma organları ve danışmanlık hizmetleri ile cezai ve hukuki konularında
düzenleyici hükümler genişletilmiştir (Aksoy, 2002). Bu yönetmeliğin bazı maddeleri 2004
yılında yapılan düzenleme ile değiştirilmiştir.
Organik tarım alanına getirilen bir diğer düzenleme de organik gübrelerle ilgili
olmuştur. 22.04.2003 tarih ve 25087 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Tarımda
Kullanılan Organik, Organomineral, Toprak Düzenleyicileri ve Mikrobiyal Gübrelerin
Üretimi, İthalatı, İhracatı, Piyasaya Arzı ve Denetimine Dair Yönetmelik” ile organik gübre
konusundaki sorunlar ortadan kaldırılmıştır.
Organik tarım alanında son yasal düzenleme, tüketicilerin daha güvenilir ve kaliteli
organik ürünleri tüketmesi amacıyla 03 Aralık 2004 Tarihli ve 25659 sayılı Resmi
Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “Organik Tarım Kanunu”dur. Bu Kanun
aracılığıyla organik ürün ve girdilerin üretilmesinin geliştirilmesi yönünde bir düzenleme
yapılmıştır. Bu arada organik tarım alanında çeşitli gelişmeler yaşanmış, bu süreçte üretici
ve sanayiciler örgütlenmeye başlamıştır.
2004 yılında Türkiye’de organik tarımın ve organik ürün sanayinin gelişmesine katkıda
bulunmak amacıyla “Organik Ürün Üreticileri ve Sanayicileri Derneği” kurulmuştur. Aynı
zamanda organik tarım eğitiminin gelişmesine yönelik olarak 2003 yılında Atatürk
Üniversitesi Kelkit Aydın Doğan Meslek Yüksekokulu’na bağlı olarak “Organik Tarım
Bölümü” kurulmuştur. Son yıllarda organik tarımsal ürünlerin pazarlanması konusunda
yaşanan önemli bir gelişme de Türkiye’de ilk defa % 100 ekolojik halk pazarının
İstanbul’da ve Antalya’da açılmış olmasıdır. Bu pazarların genişlettiği organik ürün üretim
hacmi sayesinde süpermarketlerden doğal ürün dükkânlarına kadar birçok satış noktasında
daha bol ve çeşitli organik ürün yer alınabilecektir.
Üretimde Yaşanan Gelişmeler
Türkiye’de organik ürünlerin üretiminde ve pazarlanmasında esas, üretici ile organik
ürün alıcısı ya da satıcısı arasında imzalanan “sözleşmeli üretim” modeline dayanmaktadır.
Türkiye’de üretilen organik tarımsal ürünlerin ne kadarının gerçekten yurt içinde tüketildiği
konusunda sağlıklı veriler bulunmamakla beraber, toplam organik tarımsal üretimin
yaklaşık % 95’lik bir kısmı yurt dışı piyasasına gittiği tahmin edilmektedir (Kenanoğlu and
Karahan, 2002). İşlenmiş organik tarımsal ürünlerin iç piyasadaki tüketim durumuna
bakıldığında, 2006 yılında işlenmiş organik tarımsal ürünlerin % 62’si iç piyasada
tüketilmektedir. Halbuki Türkiye’nin organik ürün ihracatı açısından rakip olarak
nitelendirilebilecek ülkelerde örneğin Arjantin’de organik üretimin yaklaşık % 15’i,
İtalya’da yaklaşık % 57’si iç piyasada tüketilmektedir. Bu açıdan bakıldığında Türkiye’nin
gerek organik ürünler ve gerekse de işlenmiş organik gıdaların iç tüketimi açısından
dünyadaki gelişmelerin uzağında olduğu söylenebilir (Kaya, 2003).
Türkiye’de organik tarım yapan üretici sayısı artmaktadır. Ancak bu artış düzenli
değildir (Çizelge 1). Üretilen ürün sayısı ise 1990’lı yılların başında 8 iken, 2006 yılında bu 29
sayı 203 ürüne çıkmıştır. Başlangıçta kurutulmuş meyveler ile başlayan üretimde
günümüzde farklılık söz konusudur ve üretilen ürünler dokuz ana kategoride
toplanmaktadır: Bunlar: 1. Kurutulmuş meyveler 2. Sert kabuklu meyveler 3. Taze ve
işlenmiş meyve ve sebzeler 4. Bakliyat 5. Hububat 6. Yağlı tohumlar 7. Endüstri bitkileri 8.
Baharat ve şifalı bitkiler 9. Diğer ham veya işlenmiş ürünlerdir (Başarır ve Çetin, 2006).
Çizelge 1. Türkiye’de organik tarımsal üretimin genel görünümü
Yıllar Ürün sayısı Üretici sayısı Üretim alanı (ha) Üretim miktarı (ton)
1997 53 7.414 15.906 47.612
1998 67 8.199 24.042 99.300
1999 92 12.275 46.523 168.306
2000 95 18.385 59.985 237.210
2001 98 15.795 11.324 280.328
2002 145 12.428 89.827 310.125
2003 170 13.016 103.500 359.131
2004 174 12.806 209.573 378.803
2005 205 14.401 203.811 421.934
2006 203 14.256 192.789 458.095
Değişim(kat) 8 7 28 44
Kaynak: Tarım ve Köyişleri Bakanlığı verilerinden yararlanılarak düzenlenmiştir.
Genel itibariyle üretim miktarında artış eğilimindedir. Organik olarak üretilen ürünlerin
çeşitleri içinde % 61 ile kuru meyveler ilk sırada yer almaktadır. Bunu % 21 ile tarla
ürünleri, % 5 ile taze meyveler ya da işlenmiş halleri, % 2’şer oran ile sebze, üzümsü
meyveler ve tıbbi-aromatik ürünler ve % 7 ile diğer ürünler izlemektedir (Olhan ve ark.,
2005).
Organik tarımsal ürünlerin üretimi maliyet-fiyat faktörü nedeniyle sınırlanabilmektedir.
Nitekim, bu ürünlerin satış fiyatları diğer ürünlere göre daha yüksektir. Organik tarımsal
ürünlerin maliyetindeki bu yüksekliğin nedenleri, bu ürünlerin üretiminde çeşitli kültürel
işlemlerin insan emeğine ihtiyaç göstermesi, organik üretimin ilk yıllarında meydana gelen
düşük verimlilik, ürün ve gelir kaybı, organik ürünler için kontrol ve sertifikasyon
sürecindeki masraflarıdır.
Organik ürünlerin üretim ve ticareti sürecindeki düzenlemeler önemlidir. Bu
düzenlemelerin uluslararası temelde kabul görmüş kontrol ve sertifikasyon kuruluşlarınca
denetlenmesi gerekmektedir. Türkiye’de uluslararası düzeyde kabul görmüş 13 kontrol ve
sertifikasyon firması faaliyet göstermektedir. Bu firmalar organik tarım alanındaki
faaliyetleri denetim altına almakla yükümlüdürler (Koç ve Babadoğan, 2007).
Türkiye’de organik üretimin özendirilmesi amacıyla üretici destekleri son yıllarda
önem kazanmaktadır. 25 Şubat 2004 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı ile organik tarımsal
ürünleri ve girdileri üreten müteşebbislere tarımsal kredilere uygulanan cari faiz oranından
% 60 indirimli olarak azami 3 yıl vadeli yatırım ve 1 yıl vadeli işletme kredisi kullanma
imkanı sağlanmıştır. Bir yıl süre ile çıkarılmış olan bu karar daha sonraki yıllarda 5 yıl
vadeli yatırım ve 1,5 yıl vadeli işletme kredisi kullanma imkanını da sağlayarak 2005, 2006
ve 2007 yılları için uzatılarak devam ettirilmiştir. Ayrıca, 30.04.2005 tarih ve 25801 sayılı 30
Resmi Gazete’de yayınlanan “Bitkisel Üretimle İlişkili Olarak, Doğrudan Gelir Desteği
Ödemesi Yapılmasına İlişkin Tebliğ” ile organik tarım üreticilerine Doğrudan Gelir
Desteği’ne ilave olarak dekara 3 YTL ek destek ödenmesi sağlanmıştır.
Türkiye’de üretilen önemli organik ürünlerin miktar olarak dağılımı Çizelge 2’de
verilmiştir. Bu çizelgeden en fazla üretimi olan ürünlerin elma ve buğday olduğu
görülmektedir. Çizelgeden bu dönem içinde domates, elma ve fındık üretiminde önemli
düşüşlerin olduğu izlenmektedir. Özellikle dış piyasalardaki talebin azalması bunun temel
nedenini oluşturmaktadır. Buna karşın dış piyasalarda artan talep, kuru üzüm üretiminde
önemli bir artış sağlanmıştır.
Çizelge 2. Çeşitli organik ürünlerin üretimindeki gelişmeler (ton)
Yıllar/Ürün 2002 2003 2004 2005 2006 Değişim (%) (2002-2006)
Buğday 19.752 21.379 31.194 36.754 26.515 34
Domates 82.809 26.493 22.897 25.759 15.513 -81
Elma 69.187 71.928 52.670 51.615 28.393 -59
Fındık 76.670 5.662 4.822 5.111 7.150 -91
İncir 9.472 8.113 15.793 6.821 7.518 -21
Kuru Kayısı 5.941 13.278 9.019 9.671 6.491 9
Kuru Üzüm 4.835 5742 13.988 15.166 16.688 245
Zeytinyağı 413 68 384 428 656 59
Kaynak: Tarım ve Köyişleri Bakanlığı verilerinden yararlanılarak düzenlenmiştir.
Türkiye’de işlenmiş organik ürünlerin üretiminin ürün gruplarına göre dağılımı Çizelge
3’te yer almaktadır. Buradan işlenmiş organik ürünlerin üretiminde bir artış olduğu
görülebilir. Ürün grupları içinde ise en fazla üretim, kuru ürünlerdedir. 2005 yılı verilerine
göre toplam 80.171 ton üretim gerçekleşmiş, bu üretimin yaklaşık % 33’ü kuru ürünler, %
30’u yaş (taze) ürünler, % 10’u konsantre ürünler, % 4’ü donmuş ürünler, % 0.3’ü konserve
ürünler ve geri kalanı da diğer ürünlerden oluşmuştur. 2006 yılı işlenmiş organik ürün
üretimine bakıldığında 106.4 bin ton üretim olmuştur.
Çizelge 3. İşlenmiş organik ürün üretiminin gruplara göre dağılımı (ton)
Yıllar/Ürün 2002 2003 2004 2005 Değişim (%) (2002-2006)
Yaş (taze) 979 9.196 19.712 24.003 24 (kat)
Kuru 12.556 19.236 23.804 26.569 111
Donmuş 775 1.980 2.127 3.167 4 (kat)
Konserve 371 411 162 201 - 46
Konsantre 4.762 5.213 3.655 7.754 62
Diğer 6.815 7.105 8.514 18.477 171
Toplam üretim 26.258 43.141 57.974 80.171 205
Kaynak: Tarım ve Köyişleri Bakanlığı verilerinden yararlanılarak düzenlenmiştir.
İşlenmiş organik tarımsal ürünlerin 2002-2006 yılları arasındaki dönemde iç
piyasadaki tüketim miktarlarına bakıldığında, 2002’de 4.990 ton olan iç tüketimin 2006 31
yılında 66.265 tona yükseldiği görülmektedir. Bu dönemde iç piyasada meydana gelen
artışın temel nedenleri aşağıdadır:
• İç piyasadaki tüketicilerin sağlıklı, besleyici ve lezzetli gıda tüketme isteğinin
artması,
• Tüketicilerin bu ürünlere olan ilgilerinin artması,
• Gelişen teknoloji ve iletişim imkanları organik ürünlerin daha fazla tüketici kitlesi
tarafından tanınması ve dolayısıyla yaygınlaşması.
İhracat ve İthalatta Yaşanan Gelişmeler
Türkiye’deki organik tarımın başlaması yurt dışından gelen talep doğrultusunda
ihracata dönük olarak gerçekleşmiş ve ilk yıllarda Türkiye’nin geleneksel ihraç
ürünlerinden olan kuru üzüm, kuru incir ve kuru kayısı ile sınırlı kalmıştır. Fakat yıllar
itibariyle organik olarak üretilen ürünlerin çeşitliliğindeki artışa paralel olarak ihraç edilen
ürünlerde de çeşitlilik artmıştır. Geleneksel ihraç ürünlerine dondurulmuş meyve ve
sebzeler, taze meyve ve sebzeler, baklagiller, zeytinyağı gibi ürünler eklenmiştir.
Organik alan ile ilgili yapılan çalışmaların neticesinde ortaya çıkan ortak sonuç,
Türkiye’de organik tarımsal üretimin ve ihracatın hızlı bir şekilde arttığıdır. Türkiye’nin
organik tarımsal ürünlerin ihracatı konusunda dış piyasalar içinde karşılaştırmalı olarak iki
önemli avantajı vardır. Bunlardan bir tanesi üretilen ürünlerin kalitesi ve diğeri de ürün
çeşitliliğidir (Barbaros ve ark., 2007). Türkiye’deki ihracat firmalarının bazıları yabancı ya
da yabancı ortaklı, bazıları da yerli firmalardır. Türkiye’deki organik ürün ihraç eden
firmalar genellikle hem üretici hem de ihracatçı konumundadırlar. İhracatı Geliştirme Etüd
Merkezi ve Ege İhracatçı Birliği Türkiye’deki organik ürün ticaretini teşvik eden iki önemli
kuruluştur. Bu iki kuruluşun yanında Karadeniz İhracatçı Birlikleri’nin de organik fındık ve
çayın ihracatında çok küçük bir rolü vardır. Ancak bu organizasyonların ihracatta
destekleme etkinlikleri yoktur. Bu kuruluşlar sadece organik ürünlerin ihracatı konusunda
broşürler hazırlama, makaleler yazma ve bilgi sunma gibi çalışmalar yapmaktadırlar
(Nicely, 2001). Ege İhracatçıları Birliği organik ürünlerin ihracatını koordine etmektedir.
Yasal şartlara göre sertifika verilmiş organik ürünler ihraç edilmeden önce mutlaka kayıt
altına alınmak zorundadır (Taşbaşlı, 2003). Türkiye’nin organik ürün ihracatı dalgalı bir
eğilim göstermektedir. 1998 yılında 8.616 ton olan ihracat 2006 yılında 10.374 tona
yükselmiştir. İhracattaki en önemli payı kuru üzüm, kuru incir ve dondurulmuş meyveler
almıştır. Bu ürünlerden kuru üzüm, incir ve kayısı ihracatında azalma, dondurulmuş meyve
sebzeler de ise artışın olduğu Çizelge 4’ten görülmektedir.
Çizelge 4. Gruplara göre işlenmiş organik ürünlerin ihracatı (ton)
Yıllar
Kuru
üzüm
İç
fındık
Kuru
incir
Kuru
kayısı
Elma
suyu
Dom.
salçası
Don.
meyv.
Don.
Sebz.
2002 6.115 1.334 2.228 1.835 467 150 891 666
2003 5.677 1.246 2.027 1.688 2.527 133 1.211 841
2004 3.316 770 1.863 1.646 1.406 61 953 488
2005 1.978 641 1.420 1.218 - 36 1.246 298
2006 1.247 812 785 852 724 - 2.592 579
Değişim - 80 - 40 - 65 - 44 55 - 190 - 14
Kaynak: Ege İhracatçı Birlikleri 32
Türkiye’de üretilen organik ürünlerin çok büyük bir kısmı dış pazarlara gitmektedir.
Dış pazarlar içinde en önemli ülkeler % 80’lik pay ile AB ülkeleri ve % 15’lik pay ile
Amerika’dır. AB ülkeleri içinde ise % 60’lık pazar payı ile Almanya ilk sırada gelmektedir
(Güler, 2006). AB ülkeleri arasında Almanya dışında özellikle Fransa, Hollanda, İngiltere,
Danimarka, İsviçre önemli sayılabilir. Bu ülkelerin dışında Kuzey Avrupa ülkeleri, Kanada
ve Japonya dikkati çeken potansiyel pazarlardır. 2006 yılında toplam 10.374 milyon tonluk
bir ihracat olmuş ve karşılığında 28 milyon dolarlık bir döviz kazancı yaratılmıştır.
Türkiye’de organik tarım alanında ihracat ve ithalat faaliyetleri gösteren işletmelerin
sayısı organik ürün üretiminin artmasına paralel olarak artmaktadır. Organik tarımsal ürün
ihraç eden firma sayısı 2001 yılında 69 iken 2006 yılı verilerine göre bu sayı 167’ye
ulaşmıştır. Organik tarımsal ürün ithal eden firma sayısına bakıldığında 69 firmanın organik
tarım alanında ithalatçı olduğu görülmektedir (TKB, 2007).
Türkiye’nin organik ürünler ithalatı düşük miktarlardadır ve 2006 yılında ithalatı en
fazla yapılan organik gıdalar nohut, bebek maması ve fasulye olmuştur. Genel olarak AB
ülkelerinden yapılan ithalatta işlenmiş ürünler ağırlıklıdır.
Sonuç ve Öneriler
Türkiye 1980’li yılların ortasında başladığı organik tarımsal ürünlerin üretimi ve
ihracatında önemli mesafeler kaydetmiştir. 1990’lı yılların ortasında yasal altyapının da
düzenlenmiş olması ile birlikte üretimde ve ihracatta artışlar devam etmiştir. Son yıllarda
tüketicilerin daha sağlıklı, daha doğal ve güvenli gıda arayışları organik gıdalara olan ilgiyi
artırmıştır. Türkiye organik gıdaların ihracatında özellikle AB ülkelerine olan ihracatta
önemli bir konumdadır. Ancak, bu ülkelerde de organik tarımsal üretimin artış potansiyeli
göz önünde bulundurulmalı, bu nedenle de ihracatta istikrarlı bir üretim sistemini
benimsemesi gerekmektedir. Bu süreçte maliyet-fiyat ilişkisi ve verimlilik düzeyini
artırmalı, sertifikasyon ve kontrol mekanizmalarını özenli olarak uygulamalıdır. Özellikle
kuru meyve ve kabuklu meyvelerdeki avantajını mutlaka korumalıdır.
Günümüzde DTÖ kuralları çerçevesinde düşük maliyet ve kaliteli üretimin rekabette
önde olacağı göz önüne alındığında, organik ürün ticaretinde sistemli pazar araştırmalarının
yapılması, gelişme potansiyeli olan ürün gruplarının belirlenmesi ve dinamik stratejilerin
izlenmesi gerekmektedir.
Organik ürünlerin üretim ve ticaretinde eğitimin önemi büyüktür. Üreticiden tüketiciye
kadar eğitim sürecinin ve bilicinin yaratılması, bu alanda bilgi ağının güncel tutulması,
hedef pazarların oluşturulması, avantajların gösterildiği alanlardan yararlanılması
konusunda etkin çalışmalar yapılmalıdır.
Organik gıda ürünleri piyasasına uluslararası boyuttan bakıldığında dünyadaki
teknolojik gelişmelerin takip edilmesi ve bu olanakların ihracata yansıtılması önemlidir.
Kaynaklar
Aksoy, E. 2002. Türkiye’de Organik Tarıma Bakış, Mevzuatı ve Politikaları. Türkiye
Cumhuriyeti TKB-APK Başkanlığı, Ankara.
Aksoy, U ve A., Altındişli, 1999. Dünyada ve Türkiye’de Ekolojik Tarım Ürünleri Üretimi,
İhracatı ve Geliştirme Olanakları, İTO Yayınları, No:70. 33
Ataseven, Y ve F. Aksoy, 2000. Türkiye’de Organik Tarımın Yayılması ve Benimsenmesi
Üzerine Bir Çalışma. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü
Bitirme Tezi, Ankara.
Barbaros, R. F., Akgüngör, S. ve O. Aydoğuş, 2007. Competitiveness of Turkey’s Organic
Exports in the European Union Market. 105
th
EAAE Seminar ‘International Marketing
and Trade of Quality Food Products’, Bologna.
Başarır, A. ve A. Çetin, 2006. Organik Ürünlerin Talep Projeksiyonları. Sürdürülebilir
Rekabet Avantajı Elde Etmede Organik Tarım Sektörü Sektörel Stratejiler ve
Uygulamalar, Uluslararası Rekabet Araştırmaları Kurumu Derneği, Yayın No: 2006/1,
İstanbul.
Baydır, F. 2004. Bakanlığımızda dünden bugüne organik tarım. Türkiye Cumhuriyeti Tarım
ve Köyişleri Bakanlığı Türktarım Dergisi. Sayı:156.
Demiryürek, K. 2004. Dünyada ve Türkiye’de organik tarım. Harran Üniversitesi Ziraat
Fakültesi Dergisi. 8 (3/4):63-71.
Güler, S. 2006. Organik Agriculture in Turkey. Journal of Faculty of Agriculture, Ondokuz
Mayıs Üniversitesi, 21(2), Page: 238-242, Samsun, Turkey
Gündüz, A. Y. ve M. Kaya, 2007. Avrupa Birliği Tarım politikası ve Türkiye’de organik
tarımın gelişmesi üzerine olası etkisi. Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi. 6:305-330.
İlter, E., Altındişli, A. ve İ., Uğur, 1996. Ekolojik Tarımın Tarihçesi. ETO Ekolojik Tarım
Organizasyonu Derneği, Kasım 1999, İzmir.
Kaya, H. G. 2003. Dünyada ve Türkiye'de Organik Tarımsal Ürün Ticareti ve Tüketici
Reaksiyonları. TKB Pazarlama ve Dış Tic. Daire Bşk, Ankara
Kenanoğlu, Z. and Karahan, Ö. 2002. Policy Implementations for Organic Agriculture in
Turkey. British Food Journal, Vol: 104, 3/4/5, pp. 300-318.
Koç, D. ve G. Babadoğan, 2007. Organik Tarım Ürünleri. T.C. Başbakanlık Dış Ticaret
Müsteşarlığı İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi, Ankara.
Nicely, R. 2001. Turkey Organic Products Organic Food Report. USDA Foreign
Agricultural Service, Global Agriculture Information Network, Ankara.
Olhan, E., Ataseven, Y. ve S. Gün, 2005. Organic Farming in Turkey. Pakistan Journal of
Biological Sciences 8 (3):505-509, Pakistan.
Özbilge, Z. 2007. An Analysis of Organic Agriculture in Turkey: The Current Situation and
Basic Constraints. J. of Central European Agr., 8 (2), 213-222
Taşbaşlı, H. 2003. Türkiye’de Organik Tarım. Türkiye’de Biyoçeşitlilik ve Organik Tarım
Çalıştay Raporu, Ankara.
TKB, 2007. Organik Tarımda Faaliyet Gösteren İşletmeler (https://www.tarim.gov.tr).
———
Geri